Cuma gününden beri ne iğrenç günler geçiriyorum Tanrım. Cuma'dan başladı zaten talihsizlik. Hadi insanın kötü günü bir gün olur iki gün olur 4-5 gün sürer mi?. Hayat bak benimle oynuyorsan oynama, yorgun ve yaşlı bir adamım ben. Bir gün hık diye kalırsam sorumlusu sensin. Kanımla yazarım sebebi hayattır diye.
Cuma cumartesi pazar pazartesi günlerimi iğrenç zannederken, hayat en kötü oyununu salı günü yaptı bana. 10 tane salak insanı üstüste gönderirken, sanırım şunu demek istedi. "Sen kötü zannediyorsun, al sana kötüsü" 11inci salak gelseydi ödül verecektim ona. "And goes to stupid awards" Neyse ki 6 oldu ve 11inci salağı ben göremedim. Ağrıdan sızlayan bacaklarım beni taşımaya çalışırken, eve gitmektense kafeye gitmeye karar verdim. Bacaklarımla küfürleştik. Evde yemek yok yemek yapacak mısın dedim. Yapmayacağım, yatmak istiyorum dedi. Benim de karnım aç, önce yemek yiyelim dedim. Gittik yemek yedik bacaklarım ve ben. Utanmasaydım ayaklarımı uzatacaktım ama sahibiyle zaten yüzgöz olmuş aramı daha fazla sulandırmayayım diyerekten vazgeçtim. Yemeğimi yiyip, sigaramı da içtikten sonra, hadi dedim bacaklarım taşıyın beni. Hep biz seni taşıyoruz bir gün de sen bizi taşı dediler, yine kavga ettik. Arabaya yetişmek için koşmak istedim. Ama bacaklarım koşmama izin vermedikleri için, arabayı kaçırdım.
Neyse sağsalim eve vardım. Bir kahve yaptım ve 12 Kızgın Adamı izlemeye karar verdim. Belki filmi izlerken uyuyakalırdım. Gerçi koltuk tepesinde uyumanın bel ve boyna verdiği rahatsızlık cumartesi gecesi tecrübesiyle sabit. Film bittikten sonra attım kendimi yatağa ama uyumak ne mümkün, bacaklarımın sızısını dinlemekten. Hadi ilaçladık kendimizi, uyuyacağım, gecenin 23buçuğu saat. Karşı daireden bızzzzz matkap sesi.Ulan zaten uyku problemim var kaç günden beri uyuyamıyorum. Sizin matkabınıza da, size de diye söylenip 12 kızgın adama 1 ben yeterli geldim. Ne acayip komşularım var milletin komşusu, pazar günü tadilat yapar, benimkiler hafta içi. Neyse sinire ahkam kesip, homur homurdanırken, sesler kesildi. Ohh diye derin nefes alıp, uyku meleğinden bir öpücük kapmışken, gözlerim uykuyla barıştı sanarken, kulağımın dibinde bu sefer vızzz sesi. Bu sefer sivrisinekle konuşmaya başladım. Bak sivri, sokacaksan sok, emeceksen em, sesini çıkarma yeter. Yok çok ta dertliydi herhalde vız vız da vız, vız vız da vız vız. Anlasam dilinden oturup konuşacam ama anlamıyorum ki. Hem vampir hem geveze sivri. Bir süre sonra onun sesi de kesildi. Baktı benden ses yok. Gitti herhalde. Ben de uyumuşum en nihayetinde
4 Mayıs 2010 tarihini, geçirdiğim en salak gün olarak tarihe yazıyorum. Bir de manikteyim bu ara. Onun için saçma bloglarıma şaşırmayın ;)
2 yorum:
hayırdır inşallah. umarım herşey normale döner.
unutmadan kendine iyi bak.
bende umuyorum stuven. Umut fakirin ekmeği bende o ekmeği tırtıklıyorum işte. Teşekkür ederim sende kendine iyi bak
Yorum Gönder