5 Eylül 2010 Pazar

Günlükten Notlar 14


*Merhaba
*Sebastian kapıları ört, dışardan siyasi girmesin, siyaseti sadece ve sadece ben yaparım, ukalalığım ve kendimi beğenmişliğim üstümde.
*Orhan'la rakı şişesinde balık olduğumuz akşamlarda, Cahitte katılırdı aramıza yaş 35, yolun yarısı dediği anda sustururduk onu 11 sene sonra ki ölümünü hatırlatıp, o anda kaybolurdu denizde uzaklara bakıp, Ümit Yaşar renklendirirdi soframızı, şiirlerini okurdu içli içli ve kim olduğunu asla söylemezdi uzaktaki sevgilisinin, Özdemir Asaf gelir kafa karıştırırdı 4-5 satırlık mısralarıyla. Zamanı gelse de yine yapsak.
*Türkler uçuyor, hakikatten uçuyorlar yalnız, alın size İstanbul Beşiktaş müftülüğünden bi reklam kampanyası "Ramazan geldi iyiliklerde kat kat sevaplar, günahlarda %100 arınma fırsatı değerlendirin" Caponlar bu reklamları görseler filmlerinde ki uçan adamlar yerine bizimkileri oynatırlar. Efekte gerek yok herkes uçuyor.
*"Bana göre haber artık gazetenin birinci öncelikli içeriği değil" Ertuğrul Özkök. Alın size bir uçan adam daha.
*O değilde kalemlere çok acıyorum. Uzun zamandır elime kalem alıp yazmış değilim. Oysa ki bir sürü kalemim var hepsi hüzünlü hüzünlü bana bakıyorlar. Bilgisayar çıktı mertlik bozuldu. Bilgisayar ekranına yazılan kalemlerden varsa onlardan istiyorum
*Erosu öldürdüler Zeus, gönder şimşeklerini, öldürmüş olanlara.
*Efsanevi U2 İstanbul'da. Efsanelerle dolu bir yıl oldu. Siz bu satırları okuduğunuzda onlar ya gitmiş olacak ya da şarkılarını söylüyor olacaklar. Ama o kadar dedim hafta sonu gelin diye dinlemediler. İptal edemeyizde edemeyiz dediler. O değilde Scorpions'a gitmek isterim bak. Adamlar jubile yapıyor.
*Bir laf söyleyip, ertesi gün ya da ertesi hafta ya da ertesi ay ya da ve ya da seneler sonra söylediğinin tam tersini söyleyen dengesiz insanlardan hoşlanmıyorum. En dengesiz Vedric (Gölge)
*Mizah dergileri okuyucuları bilir. Bülent Arabacıoğlu'nun efsanevi kahramanı En Kahraman Rıdvan yakında kitapçılarda. Bilenler bilmeyenlere anlatsın.
*İzlediklerim Karate Kid yeni versiyon,Cilala,parlat devri bitmiş, as, giy,çıkar, at, kaldır versiyonu başlamış, cilala parlat, cilala parlat nereye kadar, Riddly Scoot'tan Russel Crowe lu Robin Hood, bir efsanenin nasıl doğdunu daha öğrendik ama ben Errol Flynn'ın Robin Hood'unu hiçbirşeye değişmem.Varsa elinizde gönderin. Feo Aladağın yönettiği başrolünde Sibel Kekilli'nin oynadığı Ayrılık izlenesi, Sibel Kekilli, her filminde daha iyi oluyor. Yönetmenliğini Vincenzo Natali'nin yaptığı, Adrian Brody ve Sarah Polley'in başrolünü paylaştığı Splice, DNA'larla oynamayın. Film açısından bereketli bir haftasonu oldu.
*Ponpon kızlar başbakan geleceği için gösterileri iptal edilmiş. Niye ki diye sorup bırakıyorum cevapları sizden bekliyorum. Benim vereceğim cevaplar hem beden sağlığıma hem ruh sağlıma zararlı olabilüür.
*RTE hikayesini anlatınca Bono kahkayı basmış. Bono gelsin bana ben ona ne hikayeler anlatırım. Ağzını bırakıp başka tarafları ile güleceği. Konserden sonra Bono bana uğrasın. Sebastian ayarla bunu.U2 müziğini yapıp gitse siyasete karışmadan ya da siyasiler müziğini dinlese U2 nun siyaset yapmadan.
*Bir skandal daha. Açıköğretim lise sınav sorularıda cevaplarıyla birlikte birinin üzerinden çıkmış. Evlere servis soru-cevap kitapçığımız vardır. Ya cidden bu evlere servis edilen soru-cevap kitapçığından elinde olan varsa lütfen göndersin bak yakında KPSS var. Yok diyorsunuz peki bir başkasından çıktığını göreyiiiim, hele bir göreyim...
*Atlara hiç ilgim yoktu, ama şu yukarda görmüş olduğunuz güzele vuruldum. O da bana vurulmuş olmalı ki o kadar huysuzmuş aslında fakat beni ve makinemi görünce sakinleşip fotolarını çekmeme izin verdi. Belki de bana vurulmamıştır, foto çektirmeyi seviyordur bilemiyorum. Bir daha görüpte soramadım.
*Efenim geçen blogu okuyanlar bileceklerdir uydurmasyon bir kısa filme başladım. Okumayanlarda okusun özet geçipte kendimi yoramayacağım. "Transilvanyadaki şatolarında oturmakta olan Fredi, Çakinin gelini ve çocukları Orphan şimşekli ve fırtınalı hava da mutlu mesut otururken kapı acı acı çalar, "Acının miktarını azaltmalıyım, çok acı çalıyor" diye düşünür Fredi, kapıyı açınca karşısında ev sahibi Frenkeştaynı görür. "Ne istiyorsun Frenki, der Fredi, gecenin bu saatinde" "Evi bir an önce boşaltmalısın Romanya dan oğlum David Omen gelecek" der Frenki "120 yıllık sözleşmemiz var şimdi bas git yoksa hepinizin kabusu olurum" der Fredi'de. Frenki arkasını döner aheste aheste gider. Bir an döner arkasını "Siz görürsünüz" der. Frenki, Frediye ne gösterecektir. David Omen'ın ne Romanya'da ne işi vardır. Hepsi daha fazlası bir dahaki notlarda
*Eveeet bir notların daha sonuna geldik, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, ramazan bayramınızın şeker gibi bir bayramınız olmasını diliyorum
*Ve buyrun hep beraber http://fizy.com/#s/1lucd6

2 yorum:

stuven dedi ki...

herşey hep c.sıtkı tarancı yüzünden oluyor. bir dedi yaş 35 yolun yarısı eder diye mahvetti herkesi :)

ben kalemleri ve not defterlerini seviyorum :)) yanımda taşırım :)

söylediklerini çabuk unutan insanları sevemedim gitti...

ahah o cilala parlat ömrümüzü yemişti bu yolda :))

şimdidien iyi bayramlar o halde. lokum tadında :)

gölge dedi ki...

Birde utanmadan yarısının yarısı bile etmeden gitti 23te yazsaydın da bir anlamı olsaydı. Bir dahaki görüşmemizde söyleyeyim ben bunu
bir alışkanlık yapamadım kalem ve not defterini yoksa notlar her seferinde daha uzun olurdu bunlar
o kadar uğraşmıştık cilala parlatla fung hu öğrenmeye, herşeyi yıktı şimdi.
Eros'un naaşını Zeusa teslim etmeye gidiyorum bayramda. İyi bayramlar