12 Eylül 2010 Pazar

Günlükten Notlar 15

*Merhaba
*Nasılsınız, sağolun bende iyiyim.Biraz canım sıkkın. Geçmiş bayramınız kutlu olsun.Nasıl geçti bayram. Ben uzun senelerden sonra geleneksel olmayan bir bayram yaptım. İyi de geldi.
*Sebastian bayram tatili ve refarandum için Afrika'ya gitmek için izin aldı. Refarandumda oy kullanması gerektiğini bunun bir vatandaşlık görevi olduğu hakkında uzun bir nutuk atarak izin verdim. Ama şimdi aklıma geldi ki Afrika'da referandum yok, sanırım Sebastian kaçtı.
*Özgürlükten yanayım ama köleliğe karşı değilim. (Spartacus)Sen hem özgürlük için savaş, milletin idolü ol sonra kalk romalıları köle olarak al. Bu ne yaman çelişkidir annem.
*Parayla mutluluk oluyormuş.75 bin doları olan insan mutlu olabiliyormuş efenim.
*Tek testisli olan bir ata 71 bin dolar verilmesi, meclisin gündemine oturmuş. 71 bin doları bana versinler, damızlık olarak beni kullansınlar. 75 bin dolarla mutlu olunuyorsa aradaki 4bin dolarlık farkı görmeyiveririm
*Tatile giderken otobüste şöyle bir konuşmaya şahit oldum.
Kız: Hayır diyeceksin değil mi
Erkek: Evet diyeceğim
Kız: Allah aşkına hiç maddeleri okudun mu
Erkek: Okudum askerlik 9 aya düşecekmiş.(ilk şok) Erkek çocuğumuz olur belki ona yarar. Hem zaten anayasanın değişmesi lazım şu anda kaç anayasası kullanılıyor 64 değil mi( En büyük şok, aklım dimağım durdu, konuşmanın ondan sonrasını duymadım)
*"Öyle tipler var ki evlenmeye niyetleri bile yok" RTE, benim evlenmek zorunda olduğunu düşünen, hadi artık evlen artık diyen sevgili akrabalarım acaba en yüksek merciye beni şikayet etmiş olabilirler mi diye düşündüm bir an. Tam tamam bulun evleneceğim demeyi düşünürken bu açıklamayla herşeyden vazgeçtim. Cins biriyim biliyorum.
*Bir köşe yazarı köşesinde şöyle bir şey yazmış ve takıldım. "Alın size bir flashback. Sene bilmemkaç yılları ..." Flashback yazıyorsun huuu. Köşe yazarısın sen kullandığın kelimelere dikkat et. Şöyle yazalım istersen. Alın size flashback sene bilmemkaç şöyle oldu böyle oldu. Come on now günümüze gelelim. Bıdıbıdıbıdıbıdı. İsterseniz birde future da neler olabileceğine bakalım. Come on. Nasıl böyle iyi mi annem.
*Geçen gün geçmişe gittim efendim. Evet geçmişe gittim. Geçmiş çok yavaşmış. Tatil dönüşü otogarda net kafe vardı benimde zamanım vardı. Dedim bir gireyim 5 sene önceki neti kullanıyoruz sandım bir an. Ben yazıyorum yazdıktan 10 sn sonra yazılar gözüküyordu. İşkence ettim biraz kendime ama daha fazla dayanamadım işkenceye çıktım.
*"Gayemiz aciz haneyi taciz etmek değil, bilakis şu efkarı umumiye de bir aile bacası tüttürebilmektir. Cevabınız nispetinde kalp-i harabemi tamir edeceğinizi umduğumdan dest-i izdivacınıza talibim efendim" demek istiyorum birine ama "mahremi suratınıza silleyi osmaniyeyi nakşedersem şayet sekteyi kalpten terki hayat eylersiniz." demesinden korkuyorum.
*Tatil sonrası ilk iş günü sabah geç kalıyorum diye yataktan fırladım. Koştura koştura işe geldim. Sen 10'da gelecektin dediler. ohh mondio gidip 10 da geleyim o zaman dedim geldin artık geeç dediler.
*Yine bir antik kent (Allioni) baraj suları içinde kalmaya mahkum edilecek. Sayın bakanımız araştırmış öyle bir yer yokmuş. Ben de kendimden şüpheye düştüm. Kendimi araştırdım. Ben aslında yokmuşum. Çelişkiler içinde yüzüyorum
*Son notlardan bu yana film izlemedim. O yüzden izlediklerim yok yalnız okuduklarım var. Ayça Atçı'dan Matruşka, içiçe geçmiş, birbirine ve birbirinden savrulan hayatlar okunası. Victoria Forester'dan Uçabilen Kız, bir umut kitabı, çocuk kitabı olarak gözükmesine rağmen her yaştan okuyucuya hitap eden eğlenceli bir kitap.
*Film deyince filmleri bir kere izlemem anlamak ve yazmak için 2 kere izlerim. Demeyin ki bir seferde anlayamıyor musun? İkincide daha çok ayrıntıya takılırım, oyunculuklara bakarım, yönetmenine daha önce çektiği filmlere, konularına, sahne benzerliklerine, oyuncuların, oyunculuklarına, görüntülerine, bir çok açıdan seyrederim filmi 45 derece,90 derece, 56 derece, 63 derece, amuda kalkarak, yan dönerek olan açılarla
*"Yüksek bir yerden kendini bırakmak gibi aşk...Aşağıda kollarını açmış seni tutmak için bekleyen birinin olduğuna inanmak istediğin an atlıyorsun gözlerini kapatıp. Küçük bir umut...Orada olmayacağını, kollarını açıp beni tutmayacağını bilerek bıraktım ben kendimi...Yüzümü yaktı rüzgar, korktum. Korktum ama düştüm!Aşkına düştüm..."(Ayça Atçı Matruşka)
*Eh ben ufaktan kaçar. Hepinizi geleneksel öperim.
http://fizy.com/#s/13jh71

5 yorum:

stuven dedi ki...

merhaba
kim sıktı canını? senin de bayramın kutlu olsun.
ahaha akrabalar haklı...
korkunun ecele faydası yok. söyleyeceksin :))
ben asla izlediğim bir filmi 2.ci kez izleyemem...

gölge dedi ki...

Sebastian yahu adam kaçtı resmen sebastiansız kaldım. :) mahremi suratıma silleyi osmaniyeyi nakşetmez dimi
ben yazmak için seyrediyorum. Dene zorla bak birincide göremediğin şeyleri göreceksin

y. dedi ki...

ben geçmişe gittim dönemedim... sebastian burada, senin ona ettiğin beyinsel eziyetten sonra köpeğin olayım diye kapıma dayandı, bir kendime benzeyene daha tahammül edemem git başımdan dedim ama paspasta uyumaya devam ediyor ve scarlet ohara kılığında geziyor.
ayrıca yalanını yiyeyim, biz aynı filmi üç beş izleriz, öyle değil mi sebastiyan, gel yamacıma az sonra en sevdiğimiz miyazakiyi 120909090 kere izleyeceğiz, patlamış mısırına tuz ister misin?

gölge dedi ki...

en az 2 yazmayı unutmuşum. Anaaam Miyazaki krizi geldi eve gidince izleyeyim bari ayrıca Miyazaki nin değil ama Miyazakinin öğrencilerinin Ghibli stüdyolarında çekilen animasyonlar var elimde. Sebastiyanı geri ver animasyonları al. Nasıl adil bir anlaşma değil mi :))

y. dedi ki...

ghibli stüdyolarında çekilen... nihahahaha diye erol taş kahkakası atıyorum, yavru ceylan gibi dağlarda seksende olmaz bebeğim. ne isteyeceğimi de bulamadım, zira sebastian bu, kolay mı...