4 Temmuz 2010 Pazar

Günlükler Notlar 7

*Merhaba, hoşbuldum.
*Herkes işini yapsa ne olur sanki. İşyerlerindeki elemanların yaptıkları hariç. O apayrı bir konu neyse. Anlatacağım farklı bir konu. Kırtasiye de ne olur. Benim bildiğim, defter, kitap, kalem, dosya vs vs vs olur değil mi? Yanlış biliyorsam düzeltin lütfen. Ama kırtasiyede havuz ve deniz malzemelerinin ne işi var. Bir kırtasiye de gördüm. Deniz ve havuz malzemeleri geldi yazıyordu.
*Otobüsten insan manzaraları; Hava sıcak, bunaltıcı, durduğunuz yerde terliyorsunuz, otobüs daha da bunaltıcı. Bindiğiniz duraktan 2 durak sonra bir adam biner. Otobüsün zaten boğucu olan havası iyice bozulur. Adam parasını verir. Ama oturmaz. Kolonyalı mendil çıkarır cebinden. Otobüsün camını sonuna kadar açar. Üzerini epey bir sıyırır. "İnsanlar neden terler" diye söylene söylene kolonyalı mendili üzerine sürer. Biten mendili pencereden atar. Hala oturmaz. Göbeği açık, pencereden kafasını çıkarmış bir şekilde yolculuğuna devam eder.
*Dükkan isimlerini neden Türkçe yapmazlar acaba. Coiffeur de la sac (Evet bir berber dükkanı saç kuaförü), Animal shop( Pet shop falan değil burası bildiğiniz kasap), unclesons internet kafe. Kötü birşey tamam kabul ediyorum. Ama ya benim Villam Konutlarını Vilyım konutları diye okumam...
*Annemin ağzından; "Domatesleri suluyordum, bir inek geldi. Otları yiyordu. Sesimi çıkarmadım. Ama yukarı, güllere doğru gelmeye başlayınca kovdum. Arkamı döndüm. Domateslerin başına gittim. Arkadan bir ses duydum, baktım inek bana bakıyor. "Mööö" dedi gitti. Ot mot yemedi. Sanki "kalmadık senin otlarına" der gibiydi."
*Bir ara tuzda yasaklanacak diye birşeyler duydum. Ne oldu o iş? Yürürlüğe girmedi değil mi? Girdi de ben mi kaçırdım acaba?
*Kelebekler neden çoğaldı acaba. Ben bilmiyorum ama korku senaryoları hemen yazılmaya başlanmış. Depremin habercileri olduğunu ve sabahları çarpan kelebeklerin alerji yaptığını duydum.
*Çok kitap okuduğumdan mıdır yoksa belirli bir yaştan sonra mı böyle oluyor bilmiyorum ama eski kelimeleri kullanmaya başladım. Kuzenime inşallah muvaffak olursun dedim. Efendim,dedi. Tahayyül bile edemezsin gibi konuşmaya başladım.
*"Kırk Satır, Kırk Katır" isimli 1000küsür sayfalık kitaba, çıktığı ilk gün soruşturma açılmış. 1000küsür sayfayı çıktığı gün alıp, okuyup, bitirip, dava açan kişiye sonsuz saygılarımı sunuyorum.
*Rize Belediye Başkasının açıklamasından sonra 4 kadının serbest olduğu yasa çıkar mı acaba? Ya bir kadına 4 erkek düşseydi ne olurdu acaba bunların söylemleri. Gerçi beni ilgilendirmezdi tek eş, tek evlilik, her zaman poligamiye karşı bir insan olmuşumdur.
*Kendisi bilmese de (artık öğrendi)benim hayatıma çok şey katan, benim için yeri ayrı olan, ilk tanıştığımızdan beri beni destekleyen, bazı şeyleri yapmamda bana güç veren, destek veren, kendimi bulmamı sağlayan kadın sevgili Pınar KORKMAZ'ın , uzun zamandır beklediğim kitabı en sonunda raflarda yerini buldu. İkinci kitabıda Eylül'de geliyormuş efenim. Edinelim ilk kitabı. 2nci kitabı çıktığı gün imza günü bekliyorum kendisinden.
*Bu arada iyi ki medyada yazar falan değilim. Ama buraya yazınca da medya yazarı oluyorum mu acep. Neyse medya yazarı olsaydım herhalde koğuş ağası ben olurdum. Bu boyla nasıl olacaksam artık. Hiç çıkmazdım içerden. Çıktığım gün beni tekrar içeri alırlardı.
*Cadı kazanına attıklarım Rize Belediye Başkanı, Bir günde 1000küsür sayfa okuyup, soruşturma açan şahıs http://fizy.com/#s/1ajeox

2 yorum:

y. dedi ki...

"Uzun bir dipten sonra, sıçrayarak havalandım. Fazla sıçramış olmalıyım ki şu an zirveden yazıyorum. Zirveden merhaba*10102010 tarihinde evlenmek isteyen varsa şimdiden vazgeçsin. Çünkü dolmuş tüm nikah daireleri, 11112011 e tarih alınmaya başlamış. Sordum 13132013 e kimse o tarihe istememiş, o gün boşmuş. O zaman evlenmeye karar verdim."

bu nedir acep sevgili ö, hani okuyamadım da devamını. ne zaman yazdın ne zaman kaldırdın. bu yaz sil huyu nerden çıktı... ayrıca hala dipte olanın hali nicedir sordun mu...
bu yazışmadan ikmizden başka biri birşey anlarsa ona hediye verelim mi..

stuven dedi ki...

eheheh karnıma ağrı girdi gülmekten. hiç nefessiz okudum desem yeridir.

yaşlanıyoruz işte başka açıklaması yok bunun:))