Sen geçmişinden korkup duvarlar ördün kendine. Açtım, kaldırdım duvarları, duvarlarından içeri girdim. Ama geçmişin seni öyle bir sarmalamıştı ki, sen geçmişinden, benim kalbine ilerlememden korktun ve beni geri püskürttün. Duvarını öyle bir ördün ki, girmek mümkün olmadı bir daha. Geçmişinde yaşadığın için bugününü yaşayamıyorsun. Anlattığın bazı şeyler acı veriyor hala, geçti demekle geçmiyor kimi şeyler, sen nasıl unutamıyorsan geçmişini, bende unutamıyorum seninle olan geçmişi.
Hayallerin vardı, hayallerinini önüne geçmemek ama yanında olmak istedim. Ama sen ne yanında olmamı istedin, ne de hayallerinde bana yer açtın. Sen sadece benim sakinliğimi bir liman olarak kullandın. Demir almak zamanı geldiğinde ise limandan arkana bile bakmadan ayrıldın.
Kendinle ve geçmişinle o kadar ilgiliydin ki, kendi sesinden benim çığlıklarımı duymadım. Şimdi senin görmediğin bir yerde atıyorum çığlıklarımı, neye yarayacaksa...
Ama sanırım... Sanırım ben iflah olmam. Hala...
( Biliyorum sopalığım )
3 yorum:
ben de böyle bir mektup yazdım geçenlerde ve gönderdim cevap gelmeyeceğini bile bile...
ben bunu okurken aradığın için elimde bir adet kullanılmamış kızılcık sopası olduğunu biliyorsun. kullanmak üzere haftaya bekliyorum seni.tam sopalıksın.
mlk; sen göndermişsin cevap gelmeyeceğini bile bile, ben yazıyorum okumayacağını bile bile, ama galiba aynı şey
y; biliyorum ben döveceğini. Mazohist olduğundan bahsederdi. Duygularında acı çektiğinden ve zevk aldığından, ama sanırım ben daha mazohistim
Yorum Gönder