Leyla'ya sordular ;
"Sen mi Kays'ı daha çok sevdin; yoksa o mu seni?"
Kara gözlü, kara saçlı, kara benli Leyla iç geçirdi, üzüldü:
"Dostlar, bu nasıl bir soru, bana böyle bir soruyu nasıl sorarsınız ki?!.. Elbette ben onu daha çok sevdim, onun beni sevdiğinden..."
"İyi ama Leyla, o senin için deliye döndü, çöllere düştü, adı Mecnun'a çıktı ve kurtlarla, kuşlarla konuşur oldu..."
"İşte bakın, o gitti, bana olan aşkını ona buna anlattı, ben ise aha şuracağımda, kalbimin içinde onun aşkını saklayıp durdum, hiç kimse ile ne paylaştım, ne kimseye dert yandım. Şimdi siz karar verin, o mu beni daha çok sevmiş; ben mi onu?!.."
7 yorum:
sanırım paylaştığın zaman değerini düşürüyorsun, ortaya sermek gibi en gizli sırrını! sende ise kıymetli..
ama susmakta bazen dayanılmaz oluyor.
evet susmak ama sadece etrafına aşığına değil!
bazen aşık olduğuna da susmak gerekiyor
o halde katlanacak deli gönül sessizliğe, tercih etmişse bir kere!
konuşmanın zor olduğu düşünülür hep. güzel konuşma sanatı, iyi iletişim kurma metodları falan filan..oysa en zor iş susmak.
lafı uzatarak bir şey yazmak istiyorum;
filozofun birine sormuşlar birinin ne kadar akıllı olduğunu nasıl anlarsın diye?
konuşmasından. demiş.
ya hiç konuşmazsa diye sormuş? bu kez adam, o zaman nasıl anlarsın.
o kadar akıllısına hiç rastlamadım demiş.
uzun oldu ama ilk yorum olduğundan, ben de takipçinim artık ;)
hikaye güzelmiş. Hikaye için de, yorumun için de, takipçim olduğu için de teşekkür ederim :)
Yorum Gönder