23 Haziran 2010 Çarşamba

Günlükten Notlar 6

*Merhaba
*Geçen ev telefonum çaldı.Pek alışık değilim telimin çalmasına. Bir de çalınca artık modem bağlantısı gidiyor. Petek Dinçöz aradı. Benim hakkımda yazmaktan vazgeç yoksa bir şarkı yazarım sana morarırsın dedi. Tırstım. Kapadım teli. Zaten nadir çalan telefonumda bir gün Tuğba ÖZAY arayacak diye çok korkuyorum.
*Lost fenomeni bitti en nihayetinde, kimilerine göre anlamsız bir sonla bitti. Ne olduğunu anlayamamışlar. Geçen bir arkadaş anlattı anlattı. Sencede öyle değil mi? Senin yorumun nedir dedi. Ben hiç lost seyretmedim, dedim. Çok şaşırdı. Boşuna mı anlattım yani dedi. Evet dedim.
*Lost fenomenlerine bir sürpriz. Gerçi sürpriz olmaktan çıktı. Takip edenler bilir. Stephen King'in 7 ciltlik Kara Kule serisi çekilecekmiş. Zaten Lost senaristleri King hastası ve 7 sezon çekmeyi planlıyorlarmış.
*Geçen filozofları düşündüm. Sokrates, Nietzche, Montaigne vs, gerçekten büyük laflar eden adamlar, düşünmeye sevk eden adam bunlar. Az düşünüyorum ya neyse. Acaba dedim neden Türkiye'de filozof yok varsa bile neden sözleri bu kadar etkili değil diye düşünürken bir ampül yandı kafamda. Var aslında bizim filozofumuz, değerini şimdi bilmiyoruz ama ilerde çok tartışılacak sözleri var. Açıklıyorum bu zat-ı şahanelerinin adını, hazır mısınız. Nihat Doğandır efenim. "Saygıda sıfır hata ile oynarım" lafı beni en çok düşündüren lafıdır. Akıllara zarar.
*Geçen sene Leman Sam bir açıklama yapmıştı. "Ben çok titiz biriyim, mutfağıma giriyorlardı.Girmesinler diye de bahçede patates püresi. Ama baktım mutfağımdalar hala. "E arkadaşlar hadi gidin artık" dedim ve ertesi gün bir tane bile hamamböceği kalmadı mutfağımda" Benim evimde de karınca gördüm bir tane girmesin diye şeker bıraktım bahçeye. Arkadaşlarını da toplayıp gelmiş. Ama ayıp oluyor gidin artık dedim. Gitmediler. Artık onlarla beraber yaşıyorum. Ama çok tembeller ya da bana tembelleri denk geldi. Eve geliyorum. Ne yemek yapmışlar, ne temizlik. Ekmek benden su benden geçinip gidiyorlar.
*Rütük Hanımın çiftliği dizisine ceza vermiş. Kadına küfür ediliyor ve aşağılanıyor diye. Güzeeel. Bunu sevdim. Peki başrol oyuncusunun dövüldüğü sahneye niye ceza vermediler meraktayım. Aralarında tartışmışlar gerçi ama cezaya gerek görmemişler. Yani burdan çıkan sonuç kadına küfür edip aşağılayamazsın ama dövebilirsin mi? Kadının dövülme görüntüleri gayet normal görüntüler mi? Kadına küfür eden diller lal olsun, kalkan eller kırılsın.
*Sinemalarda halk günü diye bir şey var. Aşağılanma, ayrımcılık gibi gelmiyor mu size de? Siz fakirsiniz bugünlerde seyredin der gibi. Zenginler hergün seyredebilir. Halk günü, halk plajı, halk pazarı, halk ekmek, halk peynir, halk zeytin diye de gider bu.
*Nedir benim karıncalardan çektiğim. Az önce kanatlı karınca ısırdı. Umarım radyasyonlu değildir. Karınca adam olmaya niyetim yok bu yaştan sonra. Atom karınca. En sevdiğim çizgi filmdi acaba o yüzden mi karıncalar beni buluyor.
*Atom Karınca diyince aklıma geldi. Şeytanı görmüş bir neslin çocuklarıyız. Evet çocukluğumuzda Clementine diye bir çizgi film vardı. Korkardım fakat çok severdim. Onun için midir acep bu dengesizliğim.
*Vuvuzela hakkında herkes laf söylüyor. Dünya kupasını seyretmem. Aslında futbol seyretmem. Ama sesini duydum. Gerçekten kötü bir ses fakat ya pazar sabahları sünnet çocuklarını gezdirmek için sürekli öttürülen kornalar. Neden buna kimse birşey demez.
*Bir efsane daha bitti. Neyin efsanesiyse artık. Kimine göre efsane oldu. Bir fenomen haline geldi, Aşk-ı Memnu. Halit Ziya mezarında rahat uyur artık. Acaba Bihter'i diğer tarafta görürse tekrar öldürür mü? Ya da dünyaya geri gönderir mi? Burda bari beni rahat bırak diye
*Televizyon dünyası çok ilginç. Ne kadar ipe sapa gelmez program varsa milyonlar izliyor. Babaannem tüm izdivaç programlarını izliyor. Neden izlediğini hep merak ediyordum. Bir ara amcama sarmış. Ordan amcama kısmet bakıyordu. Şimdi de bana mı bakıyordur nedir anlamadım ki. Bir ara sende katılsana diye birşey geveledi ağzında, koşarak uzaklaştım.
*MEHDİX adlı kitabın yazarından efenim, aniden akla gelmiş kitabın isim fikri, "Ben biraz sıradışı düşünen bir insanım, farklı düşünüyorum. Aynanın tersinden baktığınız zaman başkalarının göremediğini görürsünüz." Kutluyorum kendisini farklı düşüncelerinden dolayı.
*Günlükten Notlar kısa bir ara veriyor. Köyde yaşayacağım bir süre, ne kadar bir süre bilmiyorum. Artık hiçbirşey yapamıyorum, yazamıyorum. Gölge filmle ilgilenemiyorum. Beynim sürekli işlemekten durdu. Kendimi nadasa bırakmalıyım. Döndüğümde ne olacak günlükten notlar devam edecek mi etmeyecek mi onu da bilmiyorum. Düşünmedim ne yapacağımı. Şu anda istediğim tek şey sessizlik ve huzur.
*Kaçıyorum ve hepinizin önünde saygıyla eğiliyorum, bana katlandığınız için :)
* Ayrılırken "http://fizy.com/#s/170s15

3 yorum:

stuven dedi ki...

yazı konusunda aşmışsın...

bir sonraki postta düşünürlerden bir iki söze yer vereceğim...

lostun son bölümlerini izlemedim ben korktum. çünkü prıson break çok berbat bitmişti. son bölümde -ben bunun için mi izledim demiştim :)

gölge dedi ki...

iyi de be prison break sonu öldü ve kahraman oldu işte daha ne :)

stuven dedi ki...

ben sara ile kavuşmasını bekliyordum.