29 Nisan 2009 Çarşamba

Scream-2-



Sizi sevmeye çalışıyorum güzel insanlar. Uzun zaman sinir krizleri geçirip, sakinleşmek için çok uğraştıktan sonra, bana bunu yapmayın. Hani tekrar beynim uyuşsun istemiyorum. Ben sevmeye çalışırken sizleri ,siz neden kendinizden nefret ettirmeye çalışıyorsunuz ki.

Ama bugün olanlardan sonra düşündüm. Ne gerek var sizi sevmeme. Hak ediyor musunuz ki. Oysa ben sizi karşılıksız sevmiştim. Bana, bize nefret dolu olduğunuzu, art niyetlerinizi bilmiyordum. He bunun içinde aslında teşekkür ederim. Sayenizde öğrenmiş oldum. Sonra tekrar düşündüm. (Mercan Dede Şems'in rüyası mı etkiliyor beni acaba.) Sizler, beni, bizi, dostlarımı, kardeşlerimi sevmesenizde, arkamızdan kumpaslar çevirip, art niyetli olsanızda, yine de sizi sevmeye devam edeceğim. İsterseniz siz salaklık diyin.

http://fizy.com/s/14apjf

26 Nisan 2009 Pazar

Şems'in 5inci Kuralı

Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. "Aman sakın kendini" diye tembihler. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: "Bırak kendini ko gitsin!"

Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!

25 Nisan 2009 Cumartesi

Aşktan Korkma

Aşktan korkulur mu hiç? Ya sevmekten, sevilmekten? Başkalarının sevgisi neden korku verir ki insana? Ulaşmaya çalıştığım kişi korkuyor aşktan, sevilmekten. Gerçi sanırım ulaşıyorum, kalbinin en derinlerine, kazımaya çalışıyorum içindeki korkuyu. Ama korku öyle yer etmiş ki içinde. Çok zor oluyor. Vazgeçmiyorum, vazgeçmeyeceğim, kazıyacağım içindeki korkuyu. Kırılma noktasını buldum. Korkudan vazgeçirme yollarını. Önce Haziran'ı, sonra Ekim'i bekliyorum

http://fizy.com/s/124ilp

23 Nisan 2009 Perşembe

Ödünç Hançer Öldürmez Beni

ödünç hançer öldürmez beni
bir küfür gibi kara
kayış dilini ver
binlerce kez açıklasam da
dilini çözemediğim ihanet
gel bir daha bende dene kendini
ne sen öldürebiliyorsun beni bu cenkte
ne ben yenebiliyorum seni
yazıldığın mevsime çok su ver kendi izinden
giden yolları suçlarından arındır
arkanda kaldı seni ilerde bekleyenler
unutkan şiirler, kopmuş alıntılar
hiçbir zaman kullanamadığın hatıralarla
kendine yazdığın yaşam öyküsü!
ah, bu kadar aşk herkesi yanıltır
gelme üstüme
boşalmış yeminlerin bileği
ben sandığın sözcüklere vuran aksimdir
ödünç hançer öldürmez beni
ya başka bir silah seç kendine
ya bırak başkasının ellerine
ölüm aşkın işidir
kork benden sevgilim
ahretin olurum senin
bu kadar çok seven öldürmesini de bilir
ben seni
çok yanılmış kalplerin sağlamlığıyla sevdim
gücümdü güçsüzlüğüm
ey, izini sürdüğüm ruhumdaki kara gölge,
büyüttüğüm oğullarımı bir bir elimden alan hayat
yanıltma beni, beni bana yakıştır
son darbeden önce ilk sözü söyleyemeyen!
kolay değil ödenmiş hayatın katili olmak
kör eder hançerini içimin gücü
ölümü göze alan yaşamasını da bilir

Murathan MUNGAN

22 Nisan 2009 Çarşamba

Camdan Kalp

Boşluk duygusu sardı heryanımı. Koca bir boşluk var içimde. Havada uçuşuyor kelimeler. Yere düşüp cümleleşmiyorlar. Kelimeler yağıyor etrafıma ve ben kelimeler etrafında dönüp duruyorum. Kelimelerden heceler, hecelerden cümleler oluşturmaya çalışıyorum. Başkalarının cümlelerinden de anlamlar çıkarmaya...

Dün kediler gibi birbirimizin etrafımda dönerken, herşey bir hayal gibiyken, farkında olmadan belki, söylediği bir cümleyle patladı kalbim. Dağıldı her yana parçaları kalbimin. Fazla uzaklaşmamış olmalılar ki kalbimin parçaları, topladı kalbimi ve üfledi bana hayat veren nefesiyle sadece iki kelime, kullanmadığı, kullanmaktan hoşlanmadığı 2 kelime. "Özür dilerim"

Scream-1

Hani isimler büyülüydü, büyücüydü aynı zamanda isimler? Öyle demişti sayın yazar Elif Şafak. İsimlerin yükünü kaldıramayacaksak ya da ismimiz gibi yaşayamayacaksak ne işe yarar ki isimler.
Elimi kolumu bağlıyorlarsa, esirsem hayata, yaşadıklarıma, ne anlamı var ki ismimin...